Yapmıyorum diyorum. Suçluluk duymuyorum diyorum. Ama Duman’a yumulurken, güvercin gibi yan yan Ege’ye bakıyorum. Sakinleşiyorum sonra, Duman’a son bir öpücük kondurup yere bırakıyorum. Hemen ardından Ege’yi öpmeye de gidemiyorum, biliyormusunuz? Sanki gözüne batacakmış gibi geliyor…10 dakika sonra onu öpüp gıdıklıyorum. Bu sefer de tam yaranamıyorum galiba, tesbih böceği gibi kapanıyor bizimkisi, “Öpüşmek iğrençmiş…”. Onun yerine boğuşuyorum bu sefer, o biraz daha makbule geçiyor. Evet işte, bazen ne yapacağımı şaşırıyorum.
Aralarındaki yaş farkına güveniyorum genellikle, ama bu sefer “Acaba fazla mı güveniyorum?” diye kendimden şüpheye de düşüyorum. Yeni emeklemeye başlayıp, tutunarak ayağa kalkabilen Duman’ın çevresinde dört dönüyoruz- çünkü sürekli bir sakatlık çıkarma eğiliminde. “Ege dikkat et, düşmesin…” “Ege kardeşinin üstüne oturma…” “Ege kardeşini çuval gibi taşıma…” “Ege yürüteçten in, kıracaksın…” gibi günde 20 uyarı alıyor Ege. Çoğu zaman rahatı kaçıyor, odasına gidiyor. Hoopp ! Alıyor gene beni bir suçluluk. Herşey yolunda, ama hüzün kaplıyor içimi durup dururken. “O da küçük…” diyorum. Al sana kısır döngü.
Ege durgunlaştığı zaman, nedenini ilk buna bağlıyorum içimden. Sonra dolaylı sorularla kazmaya başlıyorum 🙂 Eğer haklıysam, o bebekken yaptıklarından, benim aynı şeyleri onunla da paylaştığımdan ama artık hatırlamadığından bahsediyoruz. Bu konuda 300 tane kitap okusanız da yine de duygularınıza yenik düşüyorsunuz, yapacak bir şey yok!
Duman, Ege’ye çıkarttığı sesleri kimseye çıkartmıyor. Bayılıyor ona. Biz yapsak bir ağzı yerde diğeri gökte ağlayacağı şeyleri, abisi yapınca gıkı çıkmıyor, yeter ki onunla oynamaya devam etsin. Ege de onu öpüyor, seviyor (PS3 oynarken önüne geçmediği zamanlarda)- arada yolundan çekilmesi için yürütece bir tane geçirip onu kara deliğe yollamak istediği de olmuyor değil tabii. Bunların doğal olduğunu biliyorum. Ama paylaşmak ne kadar zor ! Anneyi, babayı, bugüne dek sadece onun olan aile büyüklerini…Kendimi Ege’nin yerine koyduğumda onun kadar ılımlı olabilirmiydim, bilmiyorum. Veee işteee yeni bir suçluluk dalgası geliyor bunu yazarken…!
Sevgi garip bir şey; bölündükçe azalmıyor. Keşke bunu da ona emin olacağı şekilde anlatabilsem, hiç süphe duymasa…duymadığını da ben bilsem. Herhalde anneliğin en zor zenaatlerinden biri; bu duygusal karmaşanın içinden sağ salim çıkabilmek ve bunu yaparken ne küçüğün, ne de büyüğün kafasını karıştırmamak…
Ege bu durumu anlamıştır ve aleyhinde kullanabilir. İkisi farklı,ikisini ayrı sevmen normal ve büyüğe haksızlık da değil.
içine sindir, Duman’ı mıncır, Ege’ye onu çok sevdiğini, ilk çocuk o olduğu için ne kadar şanslı olduğunu anlat. Onunla beraber yapabileceklerine Duman anca uzaktan bakabilir…
büyükler şanslıdır..
BeğenLiked by 1 kişi