Tekiz! Yeminle diyorum. Sanırsınız ülke olarak her yıl bir matematik dehası yetiştiriyoruz…Rakamlara karşı bu kadar merakı başka türlü açıklayamıyorum çünkü.
Kapı çaldı bu akşam. Eczaneden bir kaç şey istemiştim. Bizim mahallenin eczanesi; hem beni, hem Madiba’yi,hem de çocukları çok iyi tanırlar ama bugün soracağı tuttu. Madiba kapının yanındaydı, adamla gözgöze geldiler.
– “Kaç yıl yaşıyor bunlar?”
Bir an mideme yumruk yemiş gibi oldum.
– “100-150 yıl arası !!”
Kapıyı kapadım.
Kaçıncı kez aynı soruyu duyuyorum belli değil…
Kimse kusura bakmasın, ama bu çocuğunuza alıcı gözle bakıp, “Sence kaç yaşında ölür bu?” ile aynı soru…Şimdi ben bu adama böyle bir şey sorsam, normal mi olur?
Motorsiklet kullananlar bilir. Haftada en az iki olur, yanınıza gelirler. Ama ağır ağır. Motoru sanki X-tray’den geçiriyormuşçasına; size bakmadan hep aynı soru gelir: “Kaç basıyor bu?”
Ya ne yapacaksın?! SANA NE!! Ne köpek alacağın var, ne motor kullanmayı bilirsin, ne de yürüyüp gitmeyi !
Akşamüstü devamlı aklıma takıldı yine…”Ne çabuk 4 yaşında oldu bu köpek…” “Kaç senemiz kaldı birlikte acaba?” diye…Asabım bozuldu, bozuldukça adama saydırıp döktüm.
Duyarlı olamıyorsan, merakını kendine saklamayı öğren…Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir soru sorma geleneği yoktur sanırsam.
Ortada neyiniz varsa, tanımadığınız insanlarla bir konuşma konusu olarak kullanılmak zorundadır !!! Hamilesinizdir, tanımadığınız insanlar kız mı erkek mi diye sorar. Azıcık göze çarpan arabanız varsa kaç ‘basıp basmadığı’ hemen sorulur. Karavanla çıkarsınız, açık camdan destursuz mestursuz bir kafa girer içeri. Köpek alırsınız, ahiret soruları bitmez.
Arkadaş ya merakına mukayyet ol, ya da bas git…
Lahavle yahu !
Kategoriler:Featured, Genel, Köpekli hayat
evet haklısınız bazen insanları anlamak çok zorlaştı..
BeğenBeğen