Gözlerinizin içine bakarak size yalan söylediğini anladığınızda ne hissediyorsunuz? Kızgınlık? Üzüntü? Hayal kırıklığı? İçinizden ne yapmak geçiyor, peki? Bu hassas bir konu; o nedenle içimizden geçen her zaman en doğru yaklaşım olmayabilir. Çoğu zaman başıma geldiğinde, ben üstüme alınıyorum, kızıyorum, sanki ebeveyn olarak başarısız olmuşum gibi geliyor. Fakat psikologlara göre ‘yalan’a maruz kaldığınızda yapılması dikkat edilmesi gereken başka şeyler var. (Bunlardan biri de olayı kişisel algılamamak).
- Yalanın altında ne yattığını dinleyin: Her zaman bunun bir nedeni vardır. Size göre ‘mantıklı’ bir neden olmayabilir, ama onlara göre kesinlikle mantıklıdır. O nedeni bulmak için hikayenin tümünü, çocuğu “Yalan söylüyorsun!” diye kesmeden dinleyin ve nedeni bulun. Konuşmaya başladığınızda bu nedeni hedefleyerek konuşun. “Doğru iletişim”e ancak bu şekilde geçiş yapabilirsiniz.
- Çocuğun konuşurken sergilediği tavır ve hareketleri gözlemleyin: Çocuğunuzun doğruyu söyleme yetisi, kendisi hakkındaki algısı ve kendisini tanımasıyla sınırlıdır. “Günün nasıldı?” sorunuza, “İyiydi…” derken çocuğunuz okulda olanları sizden saklamak için değil, duyguları söze dökmek ona karışık ve komplike geldiği için olabilir. O nedenle, yüz ifadesi, vücudunun duruşu, ellerinin hareketi, mimikler vb bize aslında ne olup bittiği hakkında ipucu verebilir.
- İletişim: Doğruyu söyleme alışkanlığının temelini oluşturur. Eğer doğru biçimde kurulursa, çocuk duygu ve düşüncelerini sizin bilmenizi zaten isteyecektir. Buna zaman ayırmak zorundayız.
- Önce sizin dürüst olmanız gerekir: Tutabileceğinizden emin olmadığınız şeyler için söz vermeyin. “Elimden geleni yapacağım ve sana haber vereceğim…” gibi bir cümle, her zaman “Tabii, olur…” deyip yapamamaktan iyidir.
- 6-7 yaşından sonra, çocuğunuza özgürlüğünün temelinin sorumluluk olduğunu öğretin: Konuşma özgürlüğünü kırıcı olmaktan yana kullanırsa, bunun sonuçları olabileceği ve bunun sorumluluğunu alması gerektiği gibi…Bahçeden söz verdiği saatte gelirse, o zaman sizin güveninizi kazandığı ve bir daha ki sefere bu konuda ona güveneceğinizi anlatmak gibi. Yalan söylediğini farkettiğinizde, bunu anladığınızı ona anlatın. Sonuç olarak ona güveninizin azaldığını; ama aynı zamanda nasıl tekrar kazabileceğini, güvenilmenin veya güvenilmez olmanın ne kadar önemli olduğunu açıklayın.
- Hiçbirşeyi ayıplamayın. Çocuğunuz size herşeyi anlatabileceğini ve kişisel anlamda yargılanmayacağını bilirse, o zaman hem doğruyu söylemesi kolaylaşır, hem de çevresinde neler olduğunu her zaman bilirsiniz. Bazı şeyleri dinlemek (özellikle ergenlik gelip çattığında!) zor olabilir- bunu ona karşı kullanmadan, tepkilerinizde samimi olursanız, normalde bilemeyeceğiniz şeylerden haberdar olmanız daha çok mümkün olur.
- Davranışı eleştirin, kişiliği değil: “Yalancı” demeyin. “Bunun doğru olmadığını düşünüyorum” deyin. Hayal kırıklığına uğradığınızı ve üzüldüğünüzü sakin bir tavırla söyleyin- ama aynı zamanda onun iyi bir insan olduğunu bildiğinizi, neden böyle bir seçim yapmış olduğunu konuşarak birlikte bulmanızı sağlayın. Bu, davranışın düzeltilmesinde bir adım olduğu kadar, çocuğun kendini “Yalancı” olarak etiketlemesine (Çünkü anne-babalar her zaman doğruyu söyler!” engel olur.
- Yalanın ne tür bir yalan olduğunu belirleyin: Beyaz yalan mı? Birşeyleri ört bas etmek için mi söylüyor? Tembelliğinden dolayı birşeyi yapmadığı halde yaptığını mı söylüyor? Ört-bas etmek için olanlar genelde altında bir sorun barındırdığından, bunu öğrenmek genelde en önemlisi. Ödevlerini yapmadığı halde yaptığını söylüyorsa, her akşam TV’nin karşısına geçmeden önce ödevlerini size göstermek zorunda olduğu gibi bir karar verebilirsiniz. Böylece, ceza vermekten çok aynı davranışı tekrarlamasına engel olmak, uzun vadede daha iyi çözümler verebiliyor.
Kategoriler:Çocuklar
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.