Ben karışmadım. Yazmayı kendi istedi, yazdı.
“Blogta yayınlar mısın?” dedi. “Olur” dedim…
Bir 11 yaşındakinin gözünden, kardeşle hayat böyle demek ki 🙂
Aslında doğruyu söylemek gerekirse bu kadar yaramaz ve huysuz bir kardeş istememiştim. Tamam- kabul ediyorum, onunla çok eğlendiğim zamanlar oldu, bir o kadar da başımın şişip bağırmamak için kendimi tuttuğum var. Eğer bağırırsam iyice ağlayacağını bildiğim için kendimi tutuyorum.
Ben Duman’ı çok seviyorum fakat kendisinin iki tarafı var.
- İstediği olunca ne güzel davranıyor, oyun oynuyor, anneme rahat veriyor. Beraber oynuyoruz . Saklambaç ve futbol oynuyoruz. Kendisi şarkı söylüyor.
2. İstediği olmayınca huysuz oluyor. Sebepsiz yere ağlıyor, bir şeyi istedi mi, onu bırakmıyor, zorluyor,dövüyor (tekme,tokat). Örnek ,ben bilgisayardan bir ödev yapıyorum ve benim klavyem ışıklı, Duman’da o ışık düğmesine basıp duruyor, izin vermeyince yaygara kopuyor. Beğenmediği bir yemek olursa ve kardeşime yemeği yediren kişi biraz zorlarsa anında kusuyor.
Geceleri ise annem için çok zor geçiyor, hele ben hasta olduğum geceler, annem resmen süper kahraman mı oluyor bilmiyorum ama sabah kalktığımızda onu çok iyi görüyorum ve gün içerisindeki sınavları devam ediyor. Birde Mayıs ayına doğru şöyle bir sıkıntı oluşacak, kreş hikayesi… O zamana kadar anneme bu kadar bağlı olursa, işte annem için orası biraz sıkıntı olacak. Ona çok üzülüyorum çünkü gün içersinde bir kez oturamıyor, oturduğu zamanda paşam tepesine dikilip emziğini alıp annemin saçıyla oynuyor.
Bana göre Duman’ı anlamak imkansız olabiliyor bence bazen kendiside ne istediğini bilmiyor. Ve Duman nedense hiçbir zaman çorabını çıkarmıyor acaba neden?
İlerde nasıl olur bilmiyorum ama ben onu seviyorum ki o beni dövse bile o benim küçük huysuz kardeşim!