Her annenin vazgeçilmez aksesuarı : Suçluluk duygusu.
Meme yerine mama ver…Suçluluk
İşe geri dön…Suçluluk
Evde çocuklarla kalmaya karar ver; ve aile bütçesinin sarsıldığını gör…Suçluluk
Eve bakıcı getir…Suçluluk
Yemek yaparken bebeği TV’nin karşısına oturt…Suçluluk
Daha devam edebilirim ama biliyoruz ki daha çok uzayacak.
Suçluluk duygusu, çocuk büyüdükçe birlikte yaşamaya alıştığımız bir haşere gibi. Her yerden çıkıyor, mantıklı bir nedeni her zaman olmayabiliyor ve asla kökünü tam olarak kurutamıyorsunuz.
Mantığın sesini dinlediğimde, Ege’nin 2 gün üst üste sebze yememiş olmasının, veya Duman’ın Baby TV’ye biraz fazla dalmasının uzun vadede onlara zarar vermeyeceğini biliyorum. Kırk yılda bir Duman’ı evde bırakıp arkadaşlarımla kahve içmekle kötü bir anne olmadığımı da…İkisi de yataklarına gittiklerinde koltuğa oturup sessizliği dinleyebilmenin yanlış bir şey olmadığını da.
Fakat neden olduğunu anlamasam da, her iki bebeği hastanede ilk kucağıma aldığım andan itibaren, onlar ile bana teslim edilen bu duyguyu göz ardı edemiyorum.
Çocuklar büyüdükçe anlıyorsunuz sonunda herşeyin yoluna gireceğini. Her kararımızı çok dikkatli düşünüyoruz (bazen fazla dikkatli hatta), düşünüyoruz, anı tekrarlıyoruz ve bir şekilde içimize sinen bir şekilde hallediyoruz.
Sanırım yapmamız gereken verdiğimiz kararlara güvenmek; o suçluluk duygusu geldiğinde bacaklarınıza sarılan ufaklık gibi yavaşça ve incinmeden o duygudan sıyrılmak. Evet, bazen o küçük ellerden kaçmak için bir topitop gerekli olabiliyor – benim içinse küçük bir kadeh kırmızı şarap; ama en azından bunu itiraf etmekten artık utanmıyorum 🙂
Kategoriler:Genel
Hayatımda senin kadar kendini bebeklerine adayan ana görmedim.. Hele 2.ci de tam ev -koltuk kuşu oldun.. Özellikle 2.ci de anneler daha çabuk pes edip dağılırken…inşallah onlar da ilerde anacıklarına sahip çıkarlar, öpüyorum seni kızım..
BeğenLiked by 1 kişi
Canım benim ❤
BeğenBeğen