“Yeni Annelik”, ‘lohusalık’tan nedense daha sevimli bir kelime gibi gelir bana. Çünkü ‘lohusa’ dedin mi; aklıma içilmesi imkansız fuşya içecekler, sıkıntı, stres ve her zaman yatakta yatan ve birşey yapmasına izin verilmeyen annecikler geliyor. O nedenle, zaten sevimsiz bir süreç olan Covid-19 dönemine bir de ‘lohusa’ kelimesini eklemedim 🙂
Bir çok yeni anne olmuş kadın, bu dönemde kendini izole, suçlu, yalnız ve baskı altında hissediyor. Hele hele, evinde zaten uzaktan eğitim gören bir çocuğu daha varsa, ve hali hazırda eşinden ya da ailesinden yardım alamıyorsa durum gerçekten çok çok zor. İngiltere’de yapılan bir araştırmada, yeni annelerin depresyon nedeniyle doktoruna başvurma oranında inanılmaz bir rekor kırılmış. Ülkemizde de böyle bir uygulama yaygın olsa, şüphesiz burası da aynı olurdu.
Mesaj kutumda ‘Delirmek üzereyim!’ türevi gönderiler artınca, bende düşünmeye başladım. ‘Bu süreç benim başıma gelseydi ne yapardım, nasıl başa çıkardım?Gürül gürül gelen, onlar geledururken kalabalıktan şikayet eden ben, kimse gelmeyince nasıl hissederdim acaba? Ortada Covid movid yokken bile bebeğime bir şey bulaşır korkusuyla , neondan “BENİ ÖPME” yazısı yazdırmayı aklından geçirmiş ‘Lohusa Ben’, bu süreçle nasıl başa çıkardım?
Hamileyken, hatta hamile değilken bile hayalini kurduğumuz, “Bebeğim olunca şöyle yaparız, buraya gideriz, vb” hayallere hiç benzemeyen bir süreçte bebeğinizi karşılamak, gerçekten hiç kolay değil. Özellikle artan ev işleri, yardım edebilecek yakın akrabaların süreçte yanımızda olamaması gibi durumlar, yeni anne için türlü endişeleri beraberinde getiriyor. Bu dönemi salim kafa atlatabilmek, inanın çok daha kolay olurdu- ama şu anda hormonlarınız adeta ters-yüz olmuş durumda, uykusuzsunuz ve ‘eski hayatınız’ artık uzak bir hayal gibi, değil mi?
Kişiselleştirmeyin: Unutmayın ki bu süreç sadece sizin başınıza gelmiş bir durum değil. Global bir pandemi yaşıyoruz ve dünyanın her yerinde sizinle aynı sorunları yaşayan, hatta sizden çok daha fazla zorlanan kadınlar var. O nedenle bu dönemi şahsi algılamayın.
En zorunu başardınız: Hamileyken gittiğiniz doktor randevuları, hastane ziyaretleri, hafif bir boğaz yanmasında, ‘Eyvah yoksa Corona mı oldum?’, olursam hangi hastanede doğurabilirim, bebeğim de kapar mı, bebeğim kaparsa ne olacak? gibi sorunlar göreceli olarak sona erdi. Evet aşılar için çocuk doktorunuza gideceksiniz- fakat daha kontrollü bir ortamda.
Destek, destek, destek: Eğer bütün dünyada, çoğu iş uzaktan yapılabilir hale geldiyse, sizde uzaktan destek alabilirsiniz. Kahvenizi alın, ve göremediğiniz bütün aileniz, arkadaşlarınızla, geceliğinizin rahatlığında sohbet edin. Forumlara yazın, online terapi deneyin. Yalnız olmadığınızı hissettiğinizde güçleneceksiniz.
Süper Kahraman değilsiniz: Bazen bir günü atlatmak bile başarıdır. Gerçekçi olmayan veyahut bebek öncesi yaptığınız ama artık zaman bulamadığınız işleri yapamadığınız için kendinizi suçlu hissetmeyin. Pandemi olmasa bile üzerine 50 saat konuşulabilecek ‘Yeni Anneliğin Zorlukları’ var- unutmayın. Makine değilsiniz, sonuçta.
Pes etmek yok: Tedbirleri elden bırakmak için kendinize bahane bulmayın. Biliyorum, çok zor. Ama sabır. Biraz daha sabır. Geçecek. Sonradan bir şey olmasa bile, kendi kendinizi ‘Keşke şuraya gitmeseydim’ diye yiyip bitirmek, ‘Acaba bana ya da bebeğime geçti mi?’ diye paranoya ile yaşayacağınız günler, inanın hiç birşeye değmez.
Açık Hava: (Şu an 2 Haziran ve ben yün çorapla bunu yazmıyorum varsayalım) – Önümüz yaz. Alın bebeğinizi, yürüyün, park, bahçe, sokak farketmez. Temiz hava, morallere iyi geleceği gibi, ‘insan görmek’ gibi temel bir ihtiyacı da karşılamış oluyor. Fırsat buldukça atın kendinizi dışarıya.
Annemin sık sık dediği gibi, her gecenin bir sabahı vardır. Bunlar da geçecek. Önemli olan hem bebeğimizin, hem bizim, hem de yardımımıza koşmak isteyen ve bunu ancak risk alacak ebeveynlerimizin sağılığını koruyarak atlatmak.
Güzel günler göreceğiz elbet. Güneşli günler.
Sağlıkla kalın güzel anneler.
Kategoriler:Genel