Hamile kaldığımı öğrendiğim andan itibaren düşündüğüm bir konu olmuştu bu. Çok ama çok önemliydi; çünkü olayları akışına bırakırsak, doğum heyecanıyla birlikte Ege’yle ilgili birşeyleri atlayabileceğimizden korkuyordum. Tabii eğer yeterince özenli yaklaşmazsak sonradan tamiri çok zor olacaktı.
Bu konuda Ege’yi götürdüğümüz danışmanımızın bize çok çok faydası oldu. Profesyonel yaklaşım başka bir olay; önemini gerçekten yadsımamak lazım. Banu hanım konuştukça, eşimle benim içimiz gitgide daha da rahatladı. Ve gerçekten de harfiyen uyguladık. Bu arada Ege’nin 9 yaşında olmasının olayları kolaylaştırıcı yanı yadsınamaz. O yüzden planımızı adım adım değil, fikir vermesi açısından anlatacağım. Çocuğunuzun yaşına göre uyarlayabilirsiniz, bence.
- İster sezeryan, ister normal doğum olsun, doğumun beklendiği zamandan en az 3 hafta önce yol haritanızı bitirin derim. Ekstra yardıma ihtiyaç olacak; anneanneler, babaanneler; kimin çocuğunuzun yanınızda kalmasını planladıysanız, onları güzel bir akşam yemeğine davet edin ve planlarınızı anlatın.
- Yaşı kaç olursa olsun, çocuğunuzun doğum heyecanını yaşamasına bence gerek yok; insanlar böyle zamanlarda kendileri de pek çok duyguyu aynı anda yaşadıkları için, çocuğunuzun bütün bu duygusallığı, sevinç-heyecan ağlamalarını nasıl yorumlayacağını kontrol edemezsiniz. O nedenle etraf durulup, herkes kendine geldiğinde onun aranıza katılması onun için daha iyi olacaktır.
- Çocuğunuzu hastaneye baba getirmeli. Anneye götürülecek çiçeği ona seçtirin. Ve hastaneye yaklaştığınızda baba refakatçiyi arayarak, odada sadece kendine gelmiş, ağrısı olmayan, güler yüzlü annenin olduğundan emin olsun.
- Anne-çocuk- baba (Çekirdek takım) birlikte 10 dakika kadar zaman geçirsinler. Çocuğunuz siz iyi göründüğünüz için rahatladığında, muhteşem üçlü olarak ‘yeni üye’yi tanıştırılması için odaya davet edin.
- Bırakın çocuğunuz kardeşini kucağına alsın. Nasıl tutulacağını gösterin ve bu tablonun tadını çıkarın.
Ege’nin yaşı büyük olduğu için ‘kardeş hediye’sini yutmayacağı belliydi. O nedenle eve çıktığımızda babası, ‘öngörülemeyen ihtiyaç’ları almaya gittiğinde daha önce kararlaştırdığımız hediyeyi sakladığımız yerden çıkarıp ‘Bu kadar iyi bir abi’ olduğu için eve getirdi.
İlk kez bir yanımda Ege, kucağımda Duman’ın olduğu anı hatırlıyorum. Bunları yazarken bile gözlerim doluyor. Bu anların misafirlerle, hastane personelinin taşıdığı çiçeklerle, vb bozulmasına izin vermedik. Dördümüz hazır olduğumuzda, kapıda bekleyenleri içeri davet ettik. Tekrarını yaşayamayacağınız anların tam sizin istediğiniz, içinize sinen bir şekilde olması için ısrarcı olun. Gereksiz kibarlık daha sonrası için pişmanlık duymanıza neden olmasın. Keyfini doya doya çıkarın !
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.