Çocuğu okula giden, dışarıda oynayabilen her anne-baba, bir gün bu cümleyi kuracaktır, sanırım…Çünkü bir kere çocuklar evden çıktı mı, ister istemez başlıyor fasıl : Olaylar, olaylar 🙂 Her birimizin kafasında çocuğumuzun belli bir imajı var. Ne yapıp ne yapmayacaklarını az çok kestiriyoruz; çünkü onları tanıyoruz. Fakat gelin görün ki; biz nasıl her ortamda aynı kişi her zaman olamıyorsak, onlar da olamıyorlar. Bence bu, bu kadar basit ! Girdikleri her grubun dinamiği, o gruptaki çocukların birbirlerinde tetikledikleri farklı oluyor. Neden mi bu konuya girdim? Çünkü bizim meşhur parkta, Ege ve en yakın arkadaşı, kendilerinden yaşça 3, fiziksel olarak 5 yaş büyük bir çocukla kavgaya tutuştular geçtiğimiz günlerde. Şimdi, kime sorsanız : ‘Ege yapmaz.’ Bu bir. İlk defa eve boynunda tırnak izleriyle geldiğinde şaşırıp bir bardak su içtim mi? Evet. Düşünceler, düşünceler… Aradan 3-4 gun geçtikten sonra, bu kez olayın tekrarlanmasına ramak kala, olaya biz anneler el koymak zorunda kaldık. Büyük çocuğun annesi o an ortalıkta değildi. Kızdığında bir yetişkinin edebileceğinden daha fazla küfür ve hayal gücünü de bu küfürlere katarak, almış başını dümdüz gidiyordu, olay anında…Biraz arbededen sonra, çocuğun annesi geldi. Durumu açıklamak zorunda kaldık. Anne, karşısında esefle duran bir anne grubunun karşısında hepimizi yalancı çıkaramayacağı için, dilinin ucuna kadar gelen “Benim çocuğum yapmaz” diyemedi. Fakat,
- Ege’nin ve arkadaşının oğlunu böyle davranmaya yönelttiğini,
- Okulda ve evde hiç böyle davranmadığını,
- Ege’nin doğduğundan beri şiddet görmüş olduğunu düşündüğünü, çünkü çok hırçın olduğunu,
- Arkadaşının da çevresinden bihaber ama daha saf olduğunu vurguladı.
Bu iki. Hayatta kimin için, “O bunu yapmaz…” desek sonra şaşırmıyormuyuz? Bizim çocuklarımız insan değil mi? Herkes pekala akla hayale gelmeyen pek çok şeyi yapar, yapıyor ve çocukların da bir farkı yok, bana kalırsa. Hangi konuda iddialı konuştuysam, mutlaka o konu hakkında lafımı şöyle ya da böyle yemişimdir…Bu da üç. Üstelik, cevap olarak “Benim çocuğum yapmaz…” dediğimizde, karşımızdaki insana çaktırmadan yalancı diyoruz. Mazeretlerden biri ise, ufak bir çocuğunun olduğunu ve büyük olanı izleyemediğiydi…Bu arada ben de, Duman’ı arabaya koymuş, Ege gene kavga eder mi acaba diye, parkta o nedenle bulunuyordum…Yani bence bu mazaret değil, özür. Karşınızdaki ebeveynin en zayıf noktasının çocuğu olduğunu düşünerek, üste çıkmak için ‘Bu dayak yemiş herhalde, ondan hırçın…” gibi cümleler kurarsanız, cevaplara hazırlıklı olmalısınız…Kaldı ki, ben gülümsedim cevap olarak… Hayat, insana çok iddialı laflar etmemeyi öğretiyor. Hepimizin çocuğu, hepimiz için bir tane, biricik ve eşsiz…Fakat onlar da insan. Öğretmenlerden, arkadaşların annesinden, hatta yakınlarımızdan onlar hakkında gelen yorumlara bana sorarsanız kulak kabartmakta fayda var. Herkesin yorumu, yukarda anlattığım anne kadar savunmada, suçlamaya ve kırmaya yönelik olmayabilir. O nedenle, bana sorarsanız baştan “Benim çocuğum yapmaz !” demeden önce bir kez dinlemek lazım.
Parktaki anneye gelince…Ona kolaylıklar diliyorum…
Kategoriler:Çocuklar