Genel olarak, yasaklamaya karşıyım. Yasak lafından hiç mi hiç hazetmem. Son birkaç yıldır, bu kelime farklı anlamlar da barındırdığından; daha bir nefret eder oldum…
Fakat “Minecraft yasaklansın…” cümlesi kulağımı tırmalamadı, iyi mi? Çünkü;
Bu çağda böyle ilkel görünümlü bir oyunun nasıl oluyor da dünya çapında 100 milyon çocuk tarafından obsesyon haline geldiğini aklım kesmiyor.
Evet, bu bir obsesyon – ve ben evde türlü kanaldan oynanmasını ‘yasakladığım’ halde – Ege’nin hayatımızda ilk defa, bir yasağa aldırmadığını görerek irkiliyorum.
Hep daha da kötüye gidiyor. Önce tabletten başladı. Sonra bilgisayara sıçradı. Beni EN ÇOK delirten ise; arkadaşlarıyla Skype’ta konuşup oynamaları…(Evde yasak)
“Kanka…Arkanda…Abi…Ölücem, vur vur vur vur !!!! ”
Ekrana bakıyorum, kim kimi öldürüyor diye…Tek gördüğüm iğrenç kalitede resimler.
PS3 oyunlarının kalitesine bakın, gerçek maç mı, yoksa oyun mu ilk bakışta anlaşılmıyor. Öyle bir teknoloji var yani artık. E bu oyunun olayı nedir o zaman?
Çocuk, Minecraft oynamadığı zaman ise, Youtube’tan başkalarının oyununu seyrediyor…Askerlik çağına gelmiş bir sürü tip, ana avrat düz gidiyor birbirine. (Evde yasak)
Aile Bakanlığının hazırladığı raporda, çocukların online oyunlarda çok fazla kişiyle yazıştıkları ve bunun istismara açık olduğu da yazıyor. Çocuğun eline internet erişimi olan bir aygıt verdiğinizde, bu riski de alıyorsunuz zaten. Fakat, Minecraft kadar yaygın bir platform oluştuğunda, bu risk ister istemez katlanıyor.
Sonuçta, ben önlem almak için yasaklamak zorunda kaldım. İlk oynamaya başladığında, aile üyelerine evler, çiftlikler yapıyordu bu çocuk. Bugünlere gelmemiz (Kanka-vur modu) 6 ay içinde oldu. Tabii bu arada oyunun yeni açılan dalları (Hunger Games- Açlık oyunları, vb), oraya uğraşlar sonucu girebilmek gibi zekice planlanmış pazarlama stratejilerinin de ne kadar işe yaradığını da görmüş olduk.
Peki yasaklansın mı, yasaklanmasın mı?
Minecraft’ı dünya çapında yasaklayan ülke ise yok. Aile Bakanlığının hazırladığı rapor ise bana göre çok yüzeysel bir rapor. İçindeki maddelerin çoğunu diğer oyunlara da uyarlayabilirsiniz. (Şiddet içeriyor, çocukları yalnızlaştırıyor, vs vs.) Keşke bu, daha kapsamlı bir araştırmanın sonucunda çıkarılsaydı; o zaman bu oyunu diğerlerinden ayıran, bu denli fenomen olmasını sağlayan etkenleri daha iyi anlamış olurduk.
Yüzleşmemiz lazım…Çelik çomak ve topaç oyunları bir daha hiç moda olmayacak. Çocukların dünya insanı olmasını istiyorsak, belli önlemler dahilinde bu tür şeylere açık olmak gerektiğini düşünüyorum ben. Çocuklarım için tehlike çanlarının ne zaman çaldığına ben karar vermeliyim, benim için devlet bunu yapmamalı diye düşünüyorum.
Ama Minecraft’a karşı yoğun bir antipati içinde miyim?
EVET.
Kategoriler:Çocuklar