Bu yazıyı acaba yazmasam mı diye düşündüm. Neden mi ? Acaba yazarsam, üzerimize çeker miyim diye…İşte bu kadar fobiğim ben bu konuda.
Yine heyheylerim üzerimde- Çünkü Duman ateşli. Büyük ihtimalle dişleri çıkmaya çalışıyor. Yani öyle çok yüksek değil- ama 37.0 sonrası benim kulaklarımda uğuldama başlıyor, midem bulanıyor, bütün keyfim kaçıyor. Çünkü Ege, küçükken çok ateşlendi, çok hasta oldu ve 1 kez de, 38.3 gibi düşük sayılacak bir ateşle kucağımda havale geçirdi…O güne dek havale bilmeyen ben- Ege kucağımda öldü sandım. Sonrası hep travma oldu. 8 ay evden dışarı burnumu çıkarmadım onsuz. Geceleri uyuyamadım ve bu ateş korkusu ben de epey bir kalıcı oldu.
Ege 3 yaşa kadar hiç hastalanmamıştı. Duman ise maratona 6 aylıkken başladı. Bebeğe derece koymak mesele. Kulak derecesi kolay, ama iki kulak farklı derece gösteriyor !!!! Hem de az buz fark değil ! Bu sefer kolunun altına koymak için debeleniyoruz, en güvenilir orası çünkü. Kulak derecesinden yarım derece düş, popo derecesinden yarım derece çık derken ben sapıtıyorum…
Zaman içinde hastanelere gide gele, “Bu suyun içinde ne varrrrrr???!!!” diye herşeye burnumu soka soka, artık soğuk kompresleri nişastalı suyla yapıyorum, buz asla koymuyorum derken, Ege’de 41 derece ateşlendiği zaman bile (Duman 2 aylıkken olduydu) hastaneye götürmüyorum yıllardır. Kalbim çarpıyor, korkmasın diye kontrollü olmaya çalışıyorum. Ilık duşlar, hemen üzerini soymalar, ilaçlar derken, çocuk laftan anlayacak bir yaşta olduğu için yapacaklarımı yapabiliyorum.
Ama bebek…Bebek zor…Yanakları kırmızı kırmızı, bir yandan oynamaya çalışıyor, bir yandan ağlıyor…Kompres yapayım desem üzerinde bir şey tutmuyor. Derece koyayım desem, dediğim gibi 3 bilinmeyenli denklem…
Allahtan bu sefer ki sanırım dişten- ama ben çoktan “Ateş Modu”na geçtim bile. Telefonum hep yanımda, doktorumla mesajlaşıp duruyorum, ateş ölçtüğüm zaman ateşi yazıyorum, ilacı kaçta verdiğimi not ediyorum. Sanırım ellerim artık nasıl hassaslaştıysa, elimle ölçerek bile kaç derece olduğunu tahmin edebiliyorum – ama emin olmak için sonra yine derece koyuyorum !!!
Serinkanlı olamıyorum…Olmam lazım…ama olmuyor. Geçene kadar, ‘Acil durum’ da kalıyorum. Geceleri başında nöbet, gündüzleri sürekli alına ve boyuna dalışlar, çocuk bir yerden sonra çığlığı basıyor sıkıntıdan tabii. Doktor olan kayınpederim her zaman der; “Anneler ikiye ayrılır- Çocuğu havale geçirenler ve geçirmeyenler…” diye. Benim grubun çoğu benim gibi oluyormuş çünkü.
Ateşli olan varsa, size de bize de geçmiş olsun…Umarım çabucak iyileşiriz ve bu dişlerde artık kendilerini halka ifşa edecek duruma gelir !!!!
Duygularımı kaleme dökmüşsünüz benim oğlumda 18 Martta havale geçirdi o zamandan beri ateşi 37 olunca tüm enerjim düşüyor neşem kaçıyor soğukkanlı olmaya çalışsam da beceremiyorum. Çünkü hayatımın en zor günüydü oğlumun havale geçirdiği gün. (Allah beterinden saklasın.) Rabb’im hiç bir yavruya yaşatmasın…Sevgiler…
BeğenBeğen