‘Time-Out, dünya çapında ebeveynlerce en çok rağbet gören disiplin şekillerinden biri…Ben ilk kez 2002 yılında İngiltere’deki ‘Super Nanny’ programında tanışmıştım. Daha sonra çoğu kitapta ve programlarda önerilen bir teknik haline geldi.
Özetle, çocuğunuz yanlış bir davranışta bulunuyor, siz de onu bir kaç dakika için, daha önceden kararlaştırdığınız ‘Sessiz Köşe’ye koyuyorsunuz. Çocuk sakinleşiyor, kararlaştırılan dakika sonunda ‘özür diliyor’ ve sessiz köşeden çıkıyor.
Bugünlerde ise, bu tekniğin çocuklar üzerinde olabilecek zararları tartışmaya başlandı. Dayandığı nokta ise, disiplinin bir öğretim süreci olup, ceza içermemesi gerektiği. ‘İstenen davranışın, ceza dışındaki yollarla öğretilmesi, çocukların sağlıklı gelişimi için çok önemli ‘ görüşü öne çıkmaya başlıyor.
‘Sessiz Köşe’, özelikle uygulanmaya başladığı 3-5 yaş civarında, çocuğa yanlış bir şey yaptığı zaman yalnız başına kalacağını, ve istenmediğini empoze ediyor – her ne kadar sevgi dolu ve nazik bir şekilde o köşeye gönderilse de, ‘Sadece doğru bir şey yaptığın zaman yanımızda olabilirsin…’ mesajını alıyorlar.
Her ne kadar neden oraya gönderildiği açıklansa da, çoğu çocuk, ebeveynlerin kurduğu cümleleri tam olarak algılayamıyor, o nedenle neden oraya gönderildikleri konusunda da pek bir fikirleri olmadığı için, bir teknik olarak ne kadar etkili olup olmadığı da tartışma konusu. Çünkü, orada sanılanın aksine ‘neyi yanlış yaptığını’ düşünmek yerine, anne ve babalarının ne kadar ‘kötü’ olduklarını düşünmeye odaklanıyorlar- ve bu hissiyata karşı da doğal olarak, öfke, bizim onaylamadığımız davranışlar, ve şiddet ortaya çıkıyor.
Ben bu tekniği hiç uygulamadım- çünkü gerçekten yanlış davranış yüzünden yalnız başına kalmaya zorlanılan çocuğun yaşı kaç olursa olsun ‘ Ben nerede yanlış yaptım?’ diye düşüneceğini sanmıyorum. (Büyükler bile bunu yapmazken hem de !!!)
İlkokul öncesi, Ege ile dikkat ettiğim nokta, istenmeyen davranışı negatif bile olsa bir tepkiyle ödüllendirmemek- pozitif olanlara konsantre olmaktı. Bunu söylemekle birlikte, ben ‘ceza’ya inanırım. Çünkü yanlış ve bilerek yaptığı davranışların sonuçları olduğunu, ve bu sonuçlara katlanması gerektiğini öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ceza verirken, bana kalırsa en önemli nokta, içeriğe bağlı kalmak. Örneğin; çocuğunuz ödevlerini yapmak yerine TV seyrediyorsa ve bunu yapmaması gerektiğini biliyorsa; o zaman elinden sevdiği bir oyuncağı almak yerine haftasonu ödevlerini yapmadan TV seyretmesini yasaklıyorum.
Çocuk disiplini, 3-5 yaşlarında koltuğa tırmanmamak, kardeşine vurmamak vb günlük ve tehlikeli olayları elimine etmeye odaklıyken, bir yerden sonra ‘Hayata hazırlama’ya dönüyor. Yanlış davranışın sonuçları olabileceğini bilme, yalan söylememek gerektiği, dürüstlüğün önemi ve ödüllendirilmesi, güven kazanılması gibi…
O nedenle, ben bu yolculuğun çocuk bir köşede kendisi için belirlenen dakikanın geçmesini ve sonra ki intikam planını hazırlaması yerine, birlikte ve birebir yapılmasından yanayım.
Türkçe olarak basıldı mı emin değilim, ama ilgilenenler için aşağıdaki kitabı tavsiye ederim – aklınızda olsun…
Kategoriler:Çocuklar
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.