- Karpal Tünel Sendromu: Elim kopup, bileğimden ayrılıyor sanmıştım ! Önce ne olduğunu anlamadım, Madiba elime dişiyle çarpmıştır herhalde, diye düşünürken sonunda doktorum hamileliğin Karpal Tünel’e neden olabileceğini söyledi. Şimdi ne zaman Voltaren Jel’e baksam hep o günleri hatırlarım.
- Hamile yastığıyla gece güreşi: Sadece ve sadece Kutay’ın aldığı, benden büyük o yastıkla rahat edebiliyordum. Fakat yatakta dönmek için hep o yastıkla hem de göbeğimle yapacağım güreşi kazanmalıydım. Her dönüş yaklaşık 5 dakika sürüyordu ve gece uykuları ta o zamandan yalan olmuştu zaten…
- Yüz Lekeleri: Ah o yüz lekeleri !! Sanki her gün bir yenisi ekleniyor gibiydi !!! Bir şey değil, sonradan yokolmaları da epey bir zaman alıyor 😦
- Yanmış Tost Tutkusu: Aşermedim. (Bir Cumartesi sabahı saat 7:00’de bamya, pilav ve yoğurt istememin dışında) Fakat canım hep yanmış kızarmış ekmek istiyordu…Faydalı bir şey olmadığı için de yiyemediğim için, arada bir azıcık fazla kızarmış ekmeğin kenarlarını kemirdiğim doğrudur 🙂
- Tekme bekleyiş: Hani o an vardır ya, bir an durursunuz ve son tekmenin ne zaman geldiğini hatırlamazsınız…Ondan sonra sıkıntılı bir bekleyiş başlar. Sağa sola hareket et, şartlar el verdiğince zıpla, ağzına çikolata parçası at…Ve sonunda minik bir dürtülmeyle sırıt…Deli işi 😀
- Kaburga arası dirsek: Oturamazsın, batar…Ayağa kalkarsın daha çok batırır. Yatmanın mümkünatı yok. O sivri dirsek hep kaburgama dayalı…Bir kaç kez gıdıklamayı denemiştim ama o zaman sadece 5 saniye için işe yaramıştı…
- Yemek yemek: Standartın dışına çıktığımızda her yemeği analiz etmek…İçinde ne var? Yememin sakıncalı olduğu ne olabilir? Bu mayonez mi yoksa süzme yoğurt mu? Sonunda zaten canım da istemez, yemekten soğurdum…
Veeee sonunda, doktorunuz “Haydi Doğuma !!!” dediğinde, bir anda kendinizi sıfırlıyorsunuz, yok kaşıntıymış, yok yüzdeki lekeymiş, hiç biri umurunuzda olmuyor.
Bu maratonun sonunda, şapkalı, yumuşacık ve çok minnoş bir ödül veriyorlar size 🙂
Kategoriler:Hamilelik