Bir bebek arabası almak, yetişkin hayatınızda bir avukat olmadan alabileceğiniz en büyük kararlardan biri 🙂

Pek çoğumuz, bunu bebek henüz yoldayken alıyoruz…Bu da neredeyse, yemek için buluşacağınız kişi henüz gelmeden onun yemeğini ısmarlamak kadar riskli olabilen bir şey. Eninde sonunda, henüz görmediğiniz biri için çok önemli bir şey alıyorsunuz.

Ve yine pek çoğumuz gibi, ‘baba’ların ilgi gösterdiği ilk bebek alışverişi olabiliyor. Büyük bir bölümü ‘Top Gear’ programındaki Jeremy Clarkson’a dönüşse de, genel olarak biz anneler, seçimde son noktayı koyuyoruz…

Nasıl görünüyorum?

Durmayın, deneyin…Caddede, arabayı iterek süper görüneceksiniz…Şimdi elinizde bir şişe su veya kahve olduğunu düşünün. Tek elle arabayı itin…Düz gidebiliyor musunuz?

Harika…Şimdi, kahvenizi aldıktan sonra, çantanızdaki telefonunuzun çaldığını duyuyorsunuz. Duracaksınız. Frene basmayı deneyin, ilk seferinde başardıysanız bile, çoğu zaman basıp basmadığınızı pedalı kanırtana kadar anlamayabilirsiniz 🙂 Parmak arası terlik giyiyorsanız, buradaki eğlenceyi ikiye katlayın.

Şimdi nasıl görünüyorsunuz?

Hepimizin en başta olduğu üzere, ‘yeni anne’ gibi 🙂 Yani kendinizi tutmanıza gerek yok. Çok istiyorsanız, ekstra şemsiyeyi de alıp takın 🙂

Bebek hangi yöne bakacak?

Yeni modellerden seçecekseniz, çoğunun dizaynının bebeğin size dönük olacak şekilde yapıldığını söyleyeyim. Yani evden haldır huldur, ağlayan bir bebek ve küçük bavulunuzla çıkmaya çalışırken, bebek yüzüne karşı haykırıyor olacak 🙂

Dışarda sakin bir şekilde dolanıp, ağaçlara, kediye, köpeğe bakarak, sinirli küçük beyin veya hanımın dikkatini başka yöne çekmek isteyebilirsiniz…Yoo, mutlaka göz göze bakmanız gerekecek 🙂 Böylece, ‘Acaba uyudu mu?’ ‘Kesin birazdan uyur, bende banklarda biraz soluklanırım…’ diye sürekli göz kontağında kalarak, etrafınızda tek bir şey göremeden turu tamamlayabilirsiniz.

Bebeğin dışarı baktığı modellere gelince…Burada da herşey öyle güllük gülistanlık değil. Bu kez de, size doğru gelen ve bebeğinize baktığını gördüğünüz insanların yüz ifadelerinden, bebeğinizin durumunu tahmin etme stresi başlıyor 🙂

Yani şöyle:

Gülümsemeler ve ‘Çok şeker’ yorumlar = Bebeğiniz uyuyor.

Acıyan bakışlar = Bebeğiniz ağlıyor.

Dehşete düşmüş insanlar = Bebeğiniz büyük ihtimalle kusmuş.

🙂

Bebek Arabanız kişiliğiniz hakkında neler söylüyor?

Örneğin, Stokke gibi bebeğin yüksekte ve dik oturduğu türde arabalar, sizin modaya, şıklığa önem verdiğinizi ve trendy olmaktan hoşlandığınızı düşündürüyor 🙂

3 tekerlekli olanlar, “Bebeğimle her yere giderim, sürekli yürürüz, sağlık ve fitness’a düşkünüm’ mesajını gönderebiliyor. Ta ki, yüksek ya da yamuk bir kaldırımla karşılaşana kadar. 😀

Bunlar, bence Birkenstock terliklere benziyor. Çok sık görüyorsunuz, çok rahat edenlerde var; hiç rahat edemeyenler de…

Maclaren’ler, adeta Converse ayakkabı gibiler.’ Rahatlıktan ödün vermem, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok…’ demek işte. Er ya da geç, çoğu ebeveyn, dönüp dolaşıp bir Maclaren sahibi oluyor genellikle…

Peki siz hangi arabayı seçtiniz ?

😀

Kategoriler:Featured, Hamilelik

Etiketler:bebek arabası nasıl olmalı, bebek arabası seçimi, hangi model bebek arabası seçmeli